Celal Toprak yazıyor – Karadeniz için özellikle de Ordu ev Giresun için fındık çok şey ifade ediyor. Aslında fındık Türkiye için de çok çok önemli. Dünyada en önemli üreticiyiz.
Dünya fındık üretiminin neredeyse yüzde 70’i Türkiye’de gerçekleşiyor. Türkiye’ye alternatif olsun diye bazı ülkelerde fındık yetiştirme olayı fiyasko ile sonuçlanıyor.
Türkiye’nin kalitesinde ve lezzetinde fındık yetiştirmek çok kolay değil. Fındık özellikle gıda endüstrisinin temel girdilerinden biri olarak giderek önemini artırıyor.
Bu kadar önemli bir ürün ile neredeyse 200 yıldır haşır neşir oluyoruz. Fındığın hayatımızın temel unsuru olduğu konusunda herkes hem fikir.
Binlerce ailenin geçim kaynağı… Özellikle fındık kentlerinde düğünler fındık endeskli yapıyor. Hayat fındığa endekslenmiştir. Alışverişler her şey fındığa göre yapılır.
Ama fındıkta çok garip bir şey var. En iyi bilmemiz gereken konulardan biri olan fiyat konusunu es geçiyoruz. Bu üründe yenilikler konusunda zayıf kalıyoruz.
Ordu Büyükşehir Belediyesi bu gidişi tersine çevirmek için olaya el koydu.
“200 yıllık fındıkta tek yenilik patoz” diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi Güler el koyma olayını şöyle anlatıyor:
“Patozun dışında bir yenilik yok. İhracat yapıyoruz, dünyada en çok fındık üreteniz diyoruz ama hakkını verebildik mi veremedik mi bunu tartışmamız lazım. Bunun için bir biyo inavasyon merkezi kurduk. Buradaki amacımız doku kültürü ile en iyi fidanları yetiştirmek. Bir tane dal parçasından biz binlerce doku elde ediyoruz ve fidana dönüştürüyoruz. Bu aslında çok pahalı oluyor, bunu ekonomik hale getiriyoruz. Fındıkta çok büyük bir ihmal olmuş. 42 vilayette fındık var. Halbuki fındık kanunu var, bu kanuna hiç dikkat edilmemiş. Herkes kafasına göre dikmiş. Ondan sonra en mağdur olan Ordu ve Giresun olmuş. Çünkü eğimli yerler, fındığın en lezzetli olduğu yerler. Fındığın bu kadar sahipsiz oluşu neticesinde başta Samsun olmak üzere düz alanlarda çeşitli ürünleri bırakmışlar fındığa geçmişler. Tabi daha ucuz bir maliyette olduğu için diğer ürünler hepsi fındığa dönmüş. Çoğu da göç ettikleri için, fındık bahçelerindeki hisseler küçülünce çoğu bahçe sahipsiz kalıyor.”
Bu gidişe dur demek için yaptıklarını şu sözlerle anlatıyor Hilmi Güler:
“Biz bunu görünce ne yaptık. Bir şirket kurduk ORTAR diye. Başta fındık olmak üzere buna ağırlık verdik. Ben şu anda dünyanın en büyük fındık sahasına sahip şirketlerden bir tanesiyim. 560 dönüm yerimiz var. Burada biz fındık verimliliğini artırıcı çalışmalar yapıyoruz. Yeni fındık ürünleri alanında çalışmalarımız var. Tabi daha önemlisi bugün pazara gidin maydanoz satan bir teyze kaça dediğiniz zaman fiyatını söylüyor. Ama bizimkiler fındığın fiyatını söyleyemiyor. Dışa bağımlı bir durum var. Sayın Cumhurbaşkanımız fiyat açıklıyor 33 gün sonra başka bir firma fiyat açıklıyor, açıklıyordu.”
Artık fındıkta fiyatı açıklayan üreticiyi mağdur eden uygulamalara karşı çıkılıyor. Çok önemli bir gelişme adı geçen kuruluş dünyada ve Türkiye’de fındık konusunda tek yetkili olarak ortaya çıkan pazarın önemli oyuncularından biri Ferrero… Başta Nutella markası olmak üzere önden gelen markalara ve ürünlere sahip bir üretici.
Fabrikası Manisa’da… Fındığın merkezine bile fabrika kurmayan bu firmaya yönelik Hilmi Güler şunları söylüyor:
“Ta ki Rekabet Kurumuna başvurana kadar. Belediyelerin böyle bir hakkı yok ama şirketlerimiz olduğu için bu şirket vasıtasıyla ekip oluşturduk. Ben zaten fındıkçı bir ailenin çocuğuyum. Aşağı yukarı 50 yılımızı fındığa verdik. Çocukluğumdan hatırlıyorum. Hamburg borsasından fiyatı seyrediyoruz. Tabi iş başa düştü. Artık onun bunun konusu değil dedik. Girdik işin içine tabi bizim asli görevimiz yol ve su yapmak vs. onları zaten ağırlıklı olarak yapıyoruz. Yolda su da rekor kırdık. Ama diğer konulara da ağırlık verdik. ORTAR ile birlikte fiyat konusuna girdik. Gördüğümüz şey şu. Burada bir pazar gücünü farklı kullanan bir firma var. Rekabet Kuruluna başvurunca bizi haklı gördü. Ondan sonra da kontrol ettik. Şuan devam eden bir süreç var çok detaya girmek istemiyorum yaptığımız çalışmalarda ilk defa firma Ordu’ya benimle görüşmeye geldi. 5 saat görüşme yaptık. Fındığın temelini ve yaptıklarını anlattık. Buradaki konuyu anlattık. Dolayısıyla onlarda işin farklılığını gördüler. İlk defa fiyat revizyonuna gittiler. Bu tarihinde görülmüş bir şey değil. Onlara şunları söyledim. Pazar gücünü kötüye kullanıyorsunuz. İtiraz ettiler görüşmelerimizde. Payının daha düşük olduğunu ifade ettiler. Ben daha fazla olduğunu söyledim. Yüzde 25 kadar bir pazarımız vardı. Ben daha fazla olduğunu söyledim. Eğer yüzde 25’se dedim siz durunca niye piyasa duruyor. Siz harekete geçince niye harekete geçiyor. En sonunda şunu demek durumda kaldım biz 700 bin aileyiz sen bir ailesin. Biz sizsiz yaparız ama siz bizsiz yapamazsınız. Gelin 700 bin artı 1 aile olalım uzun vadeli çalışalım ve sizler kurallara uyun dedim. Şu an da gayet iyi gidiyor durumlar. Tabi bu çalışmaların ekleri var. Lisanslı depoculuk bununla ilgili şirketi kurduk. Yerini seçtik, her şeyini yaptık. Şimdi Ordu’da 20 bin ton lisanslı depo kuracağız. Lisanlı depo banka gibi. Bankaya para veriyorsunuz, depoya da fındık yatırıyorsunuz. Fındığa karşı size bir belge veriyor. Dar gelirli ya da tüccara borcu olan üreticinin ona bağlı kalmamasını sağlıyoruz. Bu çalışmayı harekete geçirip, inşasını yapacağız. Yine Ordu’da kümeleşmeye gideceğiz. Şehirde fındık üretimi yapan 6 tane firma var. Çok güzel ürünler üretiyorlar. Bizde örnek olması amacıyla kendi çikolatamızı ürettik. Bu bakımdan biz şu an da yönlendirici olarak çalışıyoruz. Fındık kabuğundan da aktif karbon fabrikası kuruyoruz. Fındık kabuğunun kilosu 4 lira civarında aktif karbon bunun çok üzerinde…”
Evet çok önemli bir adım atıldı fındıkta. Fındıkta atılan adım çok boyutlu… Göç duracak. Üretim artacak. Köye dönüş başlayacak.
O kadar boyutu var ki… Son sözü yine Başkan Hilmi Güler’e barakalım:
“Kısacası fındığın hem fiyatının piyasasını kontrol etmek hem depolanmasını sağlayıp fiyatta stabilizeyi sağlamak hem de diğer çalışmaları yapmak üzere 200 yıllık makus tarihini değiştirmeye çalıştık. Fındık bahçeleri bir ay fındıktan sonra genellikle boş kalıyor. Bu kadar büyük alanların başka amaçlı kullanılmasını sağladık. ORTAR firması ile fındık verimliği konusunda FINVER çalışması yaptık. Enerji Bakanı iken enerji konusunda ENVER diye proje yapmıştım. Bütün Türkiye’de ampuller değişti, beyaz eşyalar değişti. Çok büyük bir dönüşüm olmuştu. Şimdi sıra fındıkta… Büyük dönüşümün adımın attık.”
YUMURTA ÜRETİMİ İYİ GİDİYOR
Hilmi Güler’in fındık ile ilgili çalışmalarında somut adımlar da atıldı. Bunların başında yumurta üretimi… bakın nasıl anlatıyor Başkan Güler:
“Şu an da biz 35 milyon yumurta üretiyoruz. Bunların bir kısmı gezen tavuk. Migroslar da Ordu yumurtası satılıyor. Bu da hem fındık altı çalışma. Biz fındığı toplamadan önce bir mayısta bir de fındıktan 15 gün önce altındaki otlar kesiliyor. O otları atarız biz. Bence bu otlar çok kıymetli. Aynı zamanda hayvan yemi. Biz onu yerine 5’li karma yem olarak kasten dikiyoruz. Bunun hesabını da yaptık. Ordu’daki yüzde 20 fındık bahçelerinde 65 bin hayvan olacak kadar çalışmamız var.” Gözlem