Türkiye Bankalar Birliği Genel Kurul Toplantısı yapıldı. Alpaslan Çakar Yönetim Kurulu Başkanı olarak çok önemli mesajlar içiren bir konuşma yaptı.
Sayın Bakanım, Sayın Bakan Yardımcılarım, Değerli Başkanlarım, Kıymetli Konuklar, Değerli Meslektaşlarım, Medyamızın Değerli Temsilcileri; Türkiye Bankalar Birliği’nin 66’ncı Genel Kurul Toplantısına hoş geldiniz. Sizleri Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu ve şahsım adına saygıyla selamlıyor, teşriflerinizden dolayı şükranlarımı arz ediyorum.
Sayın Bakanım,
Müsaadelerinizle, konuşmama dünyada, ülkemizde ve sektörümüzde yakın dönemde yaşanan gelişmeleri kısaca değerlendirerek başlamak istiyorum.
Dünya ekonomisi için 2022 yılı oldukça zorlu geçti. Salgın sonrasında yaşanan güçlü toparlanmanın getirdiği olumlu hava kısa sürede değişti. Küresel büyümede ve ticaret hacminde risklerin ve belirsizliğin arttığı bir döneme girildi.
Şimdi de ülkemizde ekonomide ve bankacılık sektöründeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerimizi sunmak isterim.
Uluslararası ekonomik ve siyasi alandaki gelişmeler ekonomimizin performansını da etkiliyor. Bir süredir sert ve ters yönde esen rüzgârlara rağmen dirençli kaldık ve büyümeyi sürdürebildik.
2022 Yılında; Büyüme yüzde 5,6 ile uzun dönem ortalamasının üzerinde gerçekleşti.
- Net dış talebin büyümeye katkısı pozitif oldu.
- Makina yatırımı çift haneli olarak arttı.
- Borçluluk oranı geriledi, Türkiye düşük borçlu ülkeler arasında yer aldı.
- Turizm gelirleri hızlı toparlandı.
- İstihdam 1,5 milyon kişi arttı, işsizlik oranı tek hanelere kadar geriledi.
Öte yandan; Enflasyon yüksek bir düzeyde seyretti.
- Avrupa Birliği’ndeki ekonomik büyümenin yavaşlamasının da etkisiyle ihracatta sınırlı da olsa ivme kaybı yaşandı.
- Enerji ve temel girdi maliyetlerindeki yükselme ve altın talebindeki artış nedeniyle ithalat hızlandı.
- Cari açık büyüdü.
- Net uluslararası rezervlerde sınırlı da olsa bir artış oldu.
Küresel gelişmelerin de etkisiyle yüksek derecedeki zorluklarla yüzleştiğimiz bu dönemde bankacılık sektörünün gücü de sınanmış oldu.
2022 yılında para ve kredi politikasına ilişkin çok sayıda düzenleme yapılmıştır. Bankacılık sektörü hem ekonomi politikasını hassasiyetle destekledi hem de ihtiyatlı bir yaklaşım içinde bilançosunu yönetti.
2023 Haziran itibarıyla, Türk Bankacılık Sektörü’nün bilanço büyüklüğü 19 trilyon TL olup; bilançonun milli gelire oranı yüzde 100 civarındadır.
Kur korumalı mevduatın etkisiyle TL’nin payı aktifte yüzde 59, pasifte ise yüzde 56 olarak gerçekleşmiştir.
2023 Haziran itibarıyla, krediler 10 trilyon TL, menkul kıymetler portföyü ise 3,2 trilyon TL seviyesindedir.
Krediler ile 4,5 milyondan fazla ticari müşteri, 33 milyon kişiden fazla bireysel müşterimizin ekonomik faaliyetini destekledik ve 1,5 milyon olarak yeni istihdama katkı verdik.
Yani bilançomuzun yüzde 70’i doğrudan ekonomik faaliyetin finansmanında kullanılmıştır.
2023 yılı Temmuz itibarıyla, 12 aylık dönemde krediler yüzde 58 arttı. TL kredilerdeki artış yüzde 73 oldu. Yabancı para krediler, dolar cinsinden yavaş da olsa azaldı.
TL KOBİ kredileri yüzde 95 oranında, TL kurumsal krediler ise yüzde 44 oranında arttı. Bireysel kredilerdeki artış ise yüzde 84 oldu.
Krediler müşteri grupları ve sektörler itibarıyla geniş bir yelpazede dağılım göstermektedir.
Ticari kredilerin payı yüzde 78, bireysel kredilerin payı yüzde 22’dir. Son yıllarda kaynaklar daha fazla üretim, yatırım ve ihracata kullandırılmaktadır.
KOBİ’lerin toplam krediler içindeki payı yüzde 28 oranındadır. Son 3 yılda KOBİ kredilerinin payı 6 puana yakın artmıştır.
Ticari krediler içinde en büyük pay yüzde 29 ile imalat sanayiindedir. İmalat sanayinin payı son 5 yılda 5 puan arttı. Üretimin, ihracatın ve istihdamın belkemiğini oluşturan çok sayıdaki sektöre kullandırılan kredilerin payının daha da arttırılmasının öneminin farkındayız.
Ticaret sektörü yüzde 16, inşaat yüzde 10, enerji sektörü yüzde 8 pay ile sıralanmaktadır.