Siper olduğumuz ve asla taviz vermeyeceğimiz Misak-ı milli sınırlarımızı her körfez ziyaretinde bizzat kendimiz biraz daha ihlal ediyoruz; neden ? Cevabı basit aslında, ekonomik olarak taviz vermeye dünden hazırız. Üretim ve ekonomi adına TOGG gibi yerli bir işlevsel(!) programımız yok. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), “Yüksek enflasyon ortamında temel ihtiyaçları karşılama endişesi” listesini resmen yayımladı. Listede Türkiye olarak yine gözler üzerimizde ve kıskanılmamak elde değil. Geçim sıkıntısının en fazla hissedildiği ülke olarak Türkiye’ye en üst sıralarda yer verildi. Hatta “Temel gıda”, “Konut maliyetleri”,”Enerji maliyetleri”, “Borç ödeme azaltma maliyetlerindeki artış” gibi dört önemli kategorinin tamamını karşılayamama noktasında Türkiye ilk sırada yer aldı. Şili ve Meksika ise Türkiye’den sonra geçim kaygısı yaşayan ülkeler arasında. Gerçekten kıskanılmamak ve 2023 Türkiye zirvesini yaşamamak elde değil.
Kredi kartı kullanımı ve borç batağına sürüklenen vatandaşın ruh sağlığı da pek iç açıcı değil. Psikolog ve ekonomist olmak zorunda bırakılan bir vatandaş olarak, daha ne kadar sabır çekeceğimiz konusunda bizzat endişeliyim. İHA’nın verilerine göre, kredi kartı ile ödemelerde önceki yılın aynı dönemine göre artış yüzde 130. Banka kartı ile ödemelerde yüzde 109 gibi ciddi rakamlara ulaşmış vaziyette. Bu vaziyetler pek hayra alamet değil. 1 Ocak itibari ile icra dairelerine gelen dosya sayısı da yüzde 62,7 artarak 81 milyona erişti. Körfez ziyareti ve “sıcak” para arayışı bu gidişata bir “Dur !” diyecek mi? yoksa üretim ve ekonomi adına TOGG gibi yerli bir işlevsel (!) buluşumuz olacak mı? 1879 yılındaki gibi bir Edison icadına ihtiyacımız var; gerçek bir ampul icadı. Sonrası, aydınlanma ve kapanış..