Silivri’de kurulan ve Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan ruhsatlı Geçici Hayvan Bakımevi ENCANDER, felçli, yaşlı ve ağır hasta hayvanlara Avrupa standartlarında bir yaşam sunarken, sürdürülebilir bağış ve kurumsal iş birlikleriyle dikkat çeken bir sosyal sorumluluk ekonomisi oluşturuyor. Dernek Başkanı Zühal Kadıoğlu, merkezlerinin sadece bir barınak değil, binlerce hayvana umut olan bir ekonomik ve sosyal model olduğunu belirtiyor.
Türkiye’nin hayvan refahı alanında önemli bir boşluğu dolduran ve ülkenin ilk ruhsatlı “Özel Geçici Hayvan Bakımevi” olma özelliğini taşıyan ENCANDER – Engelli ve Muhtaç Hayvanları Yaşatma ve Koruma Derneği, ekonomik sürdürülebilirlik modeliyle dikkatleri üzerine çekiyor. Derneğin kurucusu ve başkanı, aynı zamanda bir ekonomi akademisyeni olan Zühal Kadıoğlu, 2015 yılında bireysel çabalarla başladığı bu iyilik hareketini, 2018’de dernekleşerek profesyonel bir yapıya dönüştürdü.
Türkiye’nin İlk Özel Bakımevi Modeli
ENCANDER, 22 Şubat 2019’da aldığı ruhsatla yasal ve etik standartlarda hizmet sunmaya başladı. Silivri’deki 5.000 m² açık ve 1.500 m² kapalı yaşam alanına sahip merkezde, şu anda 450’den fazla hasta ve engelli hayvanın tedavi ve bakımı titizlikle sürdürülüyor. Bu büyüklük ve kapsam, merkezin hem insan kaynağı hem de operasyonel maliyetler açısından ciddi bir ekonomik yönetimi gerektirdiğini gösteriyor.
Zühal Kadıoğlu, kendi ekonomi eğitimi geçmişinden de beslenerek, merkezin sadece bir gönüllülük hareketi olmanın ötesinde, finansal sürdürülebilirliğini sağlamak zorunda olan bir yapıya sahip olduğunu vurguluyor. Kadıoğlu, “Maalesef felçli ya da ağır hasta hayvanların yaşam süresi kısıtlı. Biz onların kalan ömrünü huzurlu, temiz ve sevgi dolu geçirmesini sağlamak istiyoruz. Bir gün bile mutlu olmaları bizim için yeterli,” diyerek projenin toplumsal değerini ifade ediyor.
Avrupa Standartlarında Sağlık Hizmetlerinin Maliyeti
ENCANDER’in bünyesinde görev yapan veteriner hekim, tekniker ve 18 kişilik bakım ekibi, felçli hayvanlar için protez ve yürüteç desteği, özel beslenme programları, ameliyatlar ve rehabilitasyon süreçleri gibi maliyetli hizmetler sunuyor. Merkezde son 6 yılda 200’den fazla felçli hayvanın yeniden yürümeyi başarması, bu yatırımların ve profesyonel ekibin etkinliğini kanıtlıyor. Bu düzeyde bir sağlık ve bakım hizmeti sunmanın getirdiği yüksek maliyetler, derneğin finansman modelinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.
Derneğin hayata geçirdiği bu kapsamlı bakım modeli, sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da ilgi görüyor. Avrupa’dan gelen veteriner hekimler ve hayvan hakları savunucuları, ENCANDER’i yerinde ziyaret ederek modeli inceleyip örnek alıyorlar. Bu durum, merkezin uluslararası düzeyde bir “know-how” ve “iyi uygulama” merkezi haline geldiğini gösteriyor.
Kurumsal İş Birlikleri ve Bağış Ekonomisi
ENCANDER’in sürdürülebilirliğinin temelini, hayvansever bireysel bağışların yanı sıra, güçlü kurumsal iş birlikleri oluşturuyor. Türk Kızılayı, Mavi Jeans, Eti Benim’O gibi ülkenin önde gelen kurumlarıyla yapılan ortak projeler, derneğin finansal kaynaklarını çeşitlendirmesine ve operasyonel kapasitesini artırmasına olanak tanıyor. Bu iş birlikleri, özel sektörün sosyal sorumluluk bilinciyle hayvan refahına yaptığı ekonomik katkının da bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
Dernek, şeffaf bir bağış toplama süreciyle, hayvansever bireylere ve kurumlara encander.org.tr üzerinden ayni ve nakdi bağış yapma imkanı sunuyor. Zühal Kadıoğlu, bu iyilik hareketinin devamlılığı için düzenli bağışların ve gönüllü desteğin kritik önem taşıdığını belirtiyor. ENCANDER’in modeli, sosyal fayda odaklı bir projenin doğru finansal ve kurumsal stratejilerle nasıl sürdürülebilir ve büyüyebilir olduğunu gösteren önemli bir örnek teşkil ediyor.
