
İstanbul Gayrimenkul Emlak Fuarı’nda düzenlenen panelde, sektörün duayen isimleri ile yeni kuşak geliştiriciler aynı masadaydı. Çarpık yapılaşmadan kentsel dönüşüme, lüks konuttan dış finansmana uzanan tartışmada ortak cümle netti: İstanbul’un geleceği, cesur planlama ve nitelikli yapıdan geçiyor. Panel, bir haberden çok sektörün vicdan muhasebesiydi.
İstanbul Gayrimenkul Emlak Fuarı, bu yıl yalnızca yeni projelerin değil, sektörün kendiyle yüzleşmesinin de sahnesiydi. Moderatörlüğünü gazeteci ve Türkiye’de İş Dünyası dergisi Genel Yayın Yönetmeni Celal Toprak’ın yaptığı panel, klasik bir sektör değerlendirmesinin çok ötesine geçti. Mikrofonu alan herkes, biraz geçmişle hesaplaştı, biraz geleceğin risklerini işaret etti.
Panelin en çarpıcı yanı, konuşmaların süslü cümlelerden çok itiraflar, uyarılar ve sorumluluk çağrıları içermesiydi.

“DUTLUKLARI KATLETTİK, APARTMAN YAPTIK”
Panelin tonunu belirleyen ilk çıkış, Aşçıoğlu Holding Onursal Başkanı Yaşar Aşçıoğlu’ndan geldi. Aşçıoğlu’nun, “1967 yılında babamın kurduğu bir firmayız. Mecidiyeköy dutluktu. Katlettik, apartman yaptık” sözleri salonda bir anda sessizlik yarattı. Çünkü devamı daha da sertti. Aşçıoğlu, 70’ler ve 80’lerde yapılan yapıların hangi koşullarda yükseldiğini, bugünün sorunlarının kökenini işaret edercesine anlattı: hurdadan çekme demirler, deniz kumu, sulu betonlar, statik hesabı olmayan yapılar…
99 depremine ise şu cümleyle atıf yaptı: “Allah bize ikaz etti. ‘İstanbul’a ihanet ediyorsunuz’” dedi. Aşçıoğlu’nun altını çizdiği nokta netti: Bugün yapılanlar iyi olabilir ama yeterli değil. İstanbul’un tarihi, coğrafyası ve taşıdığı medeniyet yükü, parsel bazlı çözümlerle kurtarılamaz. Aşçıoğlu’na göre yapılması gereken de belliydi:
“Ada bazında, mahalle bazında planlama şart. Parti, belediye, siyaset kavgasıyla İstanbul’u riske atmaya kimsenin hakkı yok.”
“MÜTEAHHİDİ SORGULAMIYORUZ, CANIMIZI TESLİM EDİYORUZ”
Aşçıoğlu’nun diğer eleştirisi ise doğrudan vatandaşa yönelikti: “Bir daire alırken kaç kişi müteahhidin kim olduğunu, ne yaptığını sorguluyor? Canınızı teslim ediyorsunuz ama broşürden öteye bakmıyorsunuz.”
Bu sözler, panelin yalnızca sektör profesyonellerine değil, topluma da ayna tutan bir niteliği olduğunu gösterdi.
GLOBALLEŞME, DEPREM VE 2026 UMUDU
Ege Yapı Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı, panelde daha stratejik ve gelecek odaklı bir çerçeve çizdi. İstanbul ve İzmir’de devam eden projelerin yanı sıra Yunanistan ve Dubai yatırımlarını anlatan Kabadayı, 2026’yı kritik bir eşik olarak tanımladı.
“GAYRİMENKUL ARTIK DÖRT DUVAR DEĞİL”
Kabadayı’nın vurgusu; markalaşma, sürdürülebilirlik, karbon salımı ve depreme dayanıklı şehirlerdi. Konut satışlarının artacağını ancak birinci el konut payının düştüğünü hatırlattı. Bu, sektör için önemli bir alarmdı.
“TABUTLARDA YAŞIYORUZ”
Panelin en sert çıkışlarından biri Gayrimenkul ve İnşaat Platformu Başkanı Mustafa Ekiz’den geldi. Ekiz, denetimsiz yapılaşmayı adeta bir milli güvenlik meselesi olarak tanımladı: “Biz aslında inşaat yapmıyoruz. Yıktığımız binaları gördüğümüzde tabutlarda yaşadığımızı fark ediyoruz” diyen Ekiz durumun ciddiyetini ortaya koydu.
Ekiz, kentsel dönüşümün müteahhitler için zorunluluk haline gelmesi gerektiğini savunurken yeşil sertifikalı binaların lüks değil, standart olması gerektiğini belirtti.
BODRUM’DAN GELEN UMUT
KLT Yapı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Onur Kolat, panelin en iyimser ama veriye dayalı konuşmasını yaptı. Bodrum’a olan kişisel bağını anlatarak başlayan Kolat, 2026’nın ikinci yarısından itibaren sektörün dipten çıkacağını öngördü.
Genç yatırımcıların tercihlerini gösteren 2025 raporlarına dikkat çeken Kolat “Zengin gençlerin yüzde 29’u ilk yatırım aracı olarak gayrimenkulü seçiyor” dedi.
Pandemi sonrası lüks anlayışının değiştiğini, doğa ve sağlık odaklı projelerin öne çıktığını vurgulayan Kolat, Bodrum’un artık küresel markaların radarında olduğunu söyledi.
GYO PERSPEKTİFİ: GÜVEN VE ŞEFFAFLIK
Panelin söz alan Özak GYO Genel Müdürü Fatih Keresteci, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının sektördeki rolünü hatırlattı. Keresteci, gayrimenkulün Türkiye’de yalnızca bir yatırım değil, aynı zamanda sosyal güvence olduğunu belirterek, “Kentsel dönüşümde GYO’lar daha aktif olmalı. Şeffaflık ve güven ihtiyacı burada kritik” dedi.
Turizm yatırımlarını da anlatan Keresteci, Belek’ten Bodrum’a uzanan otel zinciri hedeflerini paylaştı.
BU BİR PANEL DEĞİLDİ, VİCDAN TOPLANTISIYDI
İstanbul Gayrimenkul Emlak Fuarı’ndaki bu oturum, klasik bir sektör paneli olmaktan çok geçmiş hataların konuşulduğu ve gelecek planlarının neler olması gerektiğinin altının çizildiği bir panel oldu.
Masadaki herkes farklı yerden baktı ama aynı noktada birleşti: İstanbul kurtarılmadan Türkiye’nin geleceği kurtarılamaz. Ve belki de günün özeti, Yaşar Aşçıoğlu’nun şu cümlesinde saklıydı: “Çok iş yapan yanlış yapar. Ama korkmayacaksın. O koltuğa oturduysan hakkını vereceksin.”
