Savunma sektörünün en büyük etkinliklerinden biri yapıldı geçtiğimiz günlerde TÜYAP’ta… IDEF Fuarı’nda müthiş bir heyecan ve katılım vardı.
Ve çok şey öğrendik bu etkinlikte… Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neden savunmada ihracatın öneminin altını çizdiğini ve 6 milyar dolarlık hedef koyduğunun önemini kavradık.
Çünkü savunma sanayide ihracat yapıyorsanız en iyi ürünleri üretiyorsunuz demek… Bu durum dostlarınıza güvence, düşmanlarınıza caydırıcılık anlamına geliyor.
Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler de IDEF mesajında şu sözlerle buna duruma dikkat çekti:
– “Böyle bir dönemde ülkeler, uluslararası alanda çok boyutlu ilişkiler kurarken aynı zamanda savunma ve güvenlik stratejilerini güncel tutmak, sınır güvenliğinin sağlanmasından siber alanın korunmasına kadar hemen her alanda risk ve tehditlere karşı hazırlıklı olmak zorundadır.”
Ama etkinlikte en anlamlı değerlendirmeyi savunmada yıldız kuruluşlarımızdan Canik’in Genel Müdürü Utku Aral yaptı. Şöyle başladı sözlerine:
-“İhtiyacı tanımlıyoruz, çözümü hayal ediyoruz. Neden yaptığımızı dünyaya anlatıyoruz. Anlayana satıyoruz…”
Sonra ihracatın önemini anlattı hem de vurgu yaparak:
-“Yani bizim iyi olduk deyip de kesinlikle bunun üzerine yatmamamız gerekiyor. Çalışmaya devam edeceğiz. Bizim işimizde devlet iradesi çok önemli. Kaynakların bu yöne aktarılması ve doğru kullanılması, doğru alanlara yatırım yapmaktan bahsediyorum. Savunma sanayideki en büyük handikap Ar-Ge süreçlerinin çok uzun sürmesi. Yani biz bir projeye başladığımız zaman çok uzun sürede sonuç alıyoruz. Bugün yanlış bir karar verirseniz geleceğimizi kaybediyoruz. Toparlama hızı yıllar alıyor. O yüzden devletimizden kolluk kuvvetlerimiz ve ordumuzdan gelen geri bildirimleri çok iyi analiz edip dünyada bugünün değil geleceğin ürünler için çalışmalıyız. Arkadan gelen dalgayı yakalamamız lazım. Önden gelen dalganın peşinde koşmanın bir manası yok. Bugün işte insansız hava araçlarında Türkiye’nin göstermiş olduğu başarı buradan geliyor. Çünkü yıllar önce verilmiş olan bir karar bu ve o kararın şu an meyvesini alıyoruz. O yüzden doğru kararlar, doğru yatırımlar, doğru güç aktarımı ve bunun iradeli bir şekilde desteklenmesi başarının temel şartı. Tam buradan ihracat meselesini geçmek isterim. Biz ülkemizin ihtiyacı ile sınırlı kalamayız. Bu yetmez. Yani bizim ihracatçı olmamız lazım. Yani biz diyoruz ki Türkiye’nin ne kadar ihtiyacını karşılıyoruz? Evet, bu çok önemli bir rakam ama biz ne kadar ihraç ediyoruz? Esasında daha güzel bir rakam. Çünkü ihracat yapıyorsanız zaten ülkenin ihtiyacını karşılayabileceksin demektir. O yüzden biz gerçekten yerli üretim, yerlilik ne kadar demeyelim, biz ne kadar ihracat yapıyoruz diyelim. O yüzden ihracat, ihracat bu ülkenin ihtiyacı ihracattır.”
Utku Aral sonra da Samsun’daki başlangıç günlerine gidiyor ve anlatmaya devam ediyor:
– “Valla dediğiniz gibi her şey Samsun’da başladı. Amma velakin şimdi Samsun’da 4 tesis, İstanbul’da bir uzaktan kumandalı bir kontrol sistemi tesisleri, İngiltere’de top fabrikası, Amerika’da hafif silah fabrikası. Tabii şu an artık Canik bir dünya markası. Yani bütün dünya yayılmış bir marka. Mesela tabancada bugün dünyada beşinci sıradayız. Bu çok büyük bir başarı. Yılda 600 bin adet tabanca üretiyoruz. Amerika’da en çok biz satıyoruz. Dünyanın en büyük makinalı tüfek kapasitesine sahibiz. Yılda 5 bin makinalı tüfek satıyoruz. Şu an envanterinde M2 ve M2F ve M3 makinalı tüfekleri bulunan dünyada tek firmayız. E tabii bütün bunların üzerine de Aralık 2022’de satın almış olduğumuz tesisler de eklendi. Bu sefer HIGH EXPOLUSE yani yüksek patlayıcılar, mühimmat atabilen toplara da ulaşmış olduk. Onların zaten entegrasyonu uzaktan kumandalı sistemlerini zaten üretiyorduk. O yüzden bütün bu güç bir araya geldi. Güzel bir sinerji oldu. Yatırım seferberliği ilan etmiş durumdayız. Yani biz doğru yolu bulduğumuzu biliyoruz. Ülkemizin dünyanın ihtiyacını biliyoruz.”
Utku Aral ile sohbet edip de aileden bahsetmemek olmazdı… Dedenin başarısı babaya, oradan da Utku Aral’a geçmiş sanki. Ailenin genlerinde inovasyon var gibi… Yine onun ağzından aktarıyoruz:
– “Evet dedem Cahit Aral aslında bir bilim insanıydı. Herkes onu siyasetten biliyor. Ama o üniversite yıllarından itibaren hep yeniliklerle ilgilendi. Tam bir yaratıcı mühendisti. Babam da öğle. Dedemin yıllar önce patentini aldığı motor bugün Koç Müzesi’nde sergileniyor. Bunun dışında başka patentleri de var. Daha o zaman patent ofisleri yoktu. Kendi tasarımı ile patentler aldı. E tabii ailemizde bu kültür var. Benim babam da İTÜ Makine mezunu. Ben de Koç Makine mezunuyum. Bizim kanımızda var bu. Ama hep biz diyoruz. Bunların hiçbiri bireysel başarılar değil bunlar ekip başarısı. Bütün çalışanlarımız, herkes. Biz buna total toptan başarı diyoruz, Toptan kalite diyoruz. Herkes yaptığı işi en iyi yaparsa, doğru bir vizyonda da yürür isek ekip olarak yapamayacağımız bir şey yok. Ben bu ekip derken Amerikalıları da sayıyorum, içine İngilizleri koyuyorum, sadece Türkler değil.
Şampiyonlar ligindeyiz
CANIK, dünyanın en prestijli savunma sanayi fuarlarından IDEF’e büyük bir şov yaptı. CANiK Genel Müdürü Utku Aral, “En yeni ve en güçlü ürünlerimizi IDEF’23 ile dünyaya sunduk. Orta kalibre toplar ve insansız silah sistemlerinin en iddialı oyuncularından biri olarak, savunma sanayinin şampiyonlar liginde, güçlü ürün kadromuzla Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına yakışır bir dönemin başlangıcını yaptık” bilgisini paylaştı.