

Türkiye’nin en büyük finansal teknoloji etkinliği İstanbul Fintech Week 2025’te konuşan BinanceTürkiye Genel Müdürü Mücahit Dönmez, dijital varlık ekosisteminde üretici bir ülke olmanın önemine dikkat çekti. Dönmez’e göre ülkemiz, yüksek kullanıcı ilgisini üretime dönüştürmesi durumunda bölgesel bir dijital merkez olma yolunda sağlam bir adım atmış olacak.
Türkiye’nin en büyük finansal teknoloji buluşması olan İstanbul Fintech Week 2025’te konuşan Binance Türkiye Genel Müdürü Mücahit Dönmez, Türkiye’nin dijital varlık ekosistemindeki potansiyeline dikkat çekerek, ülkenin yalnızca tüketen konumunda değil, üretici bir oyuncuya dönüşmesi gerektiğini vurguladı. “Bu alana ilginin yüksek olması ve yüksek kazanç beklentisiyle insanımızın yatırım yapıyor olması bizi dijital bir merkez yapmaz. Dijital varlıklarda tüketici değil, üretici konumunda olmamız gerekiyor ve son zamanlarda ülkemizden çıkan yerel projelerin sayısının artmaya başlaması da bizleri ileriye dönük olarak oldukça umutlandırıyor” diyen Dönmez, özellikle blok zincir projelerinde üretim tarafında daha aktif olmamızı arzuladığını ifade etti.
“DİJİTAL VARLIKLARLA SINIRLI KALMAYALIM”
11-12 Haziran tarihlerinde Fişekhane’de düzenlenen etkinlik kapsamında yapılan “Türkiye Bir Dijital Varlık Üssü Olabilir mi?” başlıklı panelde konuşan Dönmez, Türkiye’nin kripto varlık benimsenme oranlarında dünyada üst sıralarda yer aldığını ancak bunun tek başına yeterli olmadığını belirtti. “Blokzincir teknolojisine odaklanmalı ve akıllı kontratlar ve algoritma gibi alanlarda daha çok üretmeliyiz. Gençlerimiz bu konuda yetenekli, ama sayıyı artırmalıyız” dedi.
REGÜLASYONLAR ÖNEMLİ, ANCAK TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL
Dönmez, 2024 yılında yürürlüğe giren yasa ve lisans süreçlerinin sektöre güven kazandırmak adına son derece önemli olduğunu belirtti. Devletimizin yasayı ve ilgili düzenlemeleri yürürlüğe koyarak üzerine düşeni fazlasıyla yaptığının altını çizen Dönmez, bu düzenlemelerin tek başına yeterli olmayacağını vurgulayarak: “Güven sorununun aşılması için kripto varlık platformlarının da şeffaf, güvenli ve sürdürülebilir bir yapıya bürünerek üzerine düşeni yapması gerekiyor” dedi.
“GERÇEK DÜNYA VARLIKLARININ TOKENİZASYONU BÜYÜK FIRSAT”
Panelde gerçek dünya varlıklarının blok zincir üzerinde dijitalleştirilerek temsil edilmesi süreci olan “tokenizasyon” konusuna da değinen Dönmez, “Likit ya da likit olmayan tüm varlıkların blok zincir üzerinde temsil edilebildiği, daha fazla likidite sağlandığı ve hem gerçek hem de tüzel kişilerin bu varlıklara daha kolay erişebildiği bir teknolojiden bahsediyoruz” diyerek, bu alanda ülkemiz için büyük fırsatlar gördüğünü ifade etti. “Şu anda tokenize edilmiş gerçek dünya varlıklarının toplam piyasa büyüklüğü yaklaşık 20 milyar dolar civarında. 2030’a kadar tokenize edilmiş likit olmayan varlıkların dahi piyasa büyüklüğünün 16 trilyon doları bulması bekleniyor. Likit varlıkları da dahil edecek olursak bu rakamın 30 trilyon doları aşacağını tahmin ediyorum” diyen Dönmez, Dünyadan örnekler vererek BlackRock, Citigroup ve HSBC gibi uluslararası kuruluşların bu alana önemli yatırımlar yaptığını hatırlattı.
“EKOSİSTEM BİRLİKTE ÇALIŞARAK GÜÇLENİR”
Dönmez, konuşmasında Türkiye’nin dijital varlıklar alanında bölgesel bir güç olabilmesi için sadece kamunun değil, özel sektörün ve akademinin de aynı hedef doğrultusunda birlikte hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi. “Bizim gibi platformlara düşen görev sadece lisans almak değil, aynı zamanda sektöre güven vermek, finansal okuryazarlığın artırılmasına katkı sağlamak ve üretimi teşvik etmek” dedi.
“İLGİ YÜKSEK, YATIRIMCI PROFİLİ GENÇ VE EĞİTİMLİ”
Binance Türkiye tarafından yapılan bir araştırmanın sonuçlarına da değinen Dönmez, katılımcıların %79’unun dijital varlıkları geleceğin finansal teknolojisi olarak gördüğünü ve bu alana ilgi duyan insanların %62’sinin üniversite mezunu ya da daha yüksek bir eğitim düzeyine sahip olduğunu aktardı.
GELECEĞE DAİR ÖNGÖRÜ: ÜRETİM ARTACAK
Beş yıl sonra çok daha gelişmiş bir ekosistemin konuşulacağını düşünen Dönmez, Türkiye’nin hem yatırımcı hem geliştirici anlamında daha güçlü bir aktöre dönüşeceğini söyledi. “Yıkıcı değil, dönüştürücü bir inovasyon sürecindeyiz. Geleneksel finansla işbirliği içinde ilerleyeceğiz. Yeni projeler, yeni ön yüzler göreceğiz” dedi.