İstanbul Ticaret Borsasının, Güvenilir Ürün Platformunun desteğiyle düzenlediği “Borsa Meydanı’nda Sektörler Konuşuyor” toplantılarında bu ay “Peynirde Katma Değerli Ürünler” konuşuldu. Toplantıda katma değerli peynir üretimi için geleneksel peynirler ve inovasyonun önemine dikkat çekildi. Öncelikle coğrafi işaret sisteminin denetim yönetmeliğinin çıkması gerektiğini belirten konuşmacılar, geleneksel peynirlerin korunması için ulusal bir bakteri bankasının kurulması ve inovatif ürünlerin geliştirilmesi gerektiğini de vurguladılar.
“Peynirde Katma Değerli Ürünler” başlıklı etkinliğe; Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) kurucusu Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, Koçulu Peynircilik Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Koçulu, İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Recep Salih Al ve İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Zülküf Kopuz konuşmacı olarak katıldı. Açılış konuşmasını İstanbul Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap’ın gerçekleştirdiği toplantının moderatörlüğünü ise Güvenilir Ürün Platformu Başkanı Gazeteci Celal Toprak yaptı.
İSTİB Meclis Başkanı Ahmet Bülent Kasap açılış konuşmasında, peynirde katma değer için elimizdeki en önemli araçlardan birinin coğrafi işaret olduğunu belirterek, “Türk Patent Enstitüsü nezdinde 45 peynir çeşidimiz tescillenmiş durumda. AB’de ise tescilli tek peynirimiz Ezine peyniri. 3 peynirimiz de tescil aşamasında. Fransa ve İtalya 56’şar coğrafi işaret tescilli ürünüyle zirveyi paylaşıyor. Bizimle benzer iklim ve bitki örtüsüne sahip olan komşumuz Yunanistan’ın 24 tescilli peyniri bulunuyor. Maalesef geleneksel peynirlerimiz, küresel pazarda potansiyelimizin çok altında yer bulabiliyor” dedi.
“GELECEK COĞRAFİ İŞARETLER İLE GELECEK”
Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı (YÜciTA) kurucusu Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, ülkemizin ulusal düzeyde coğrafi işaret politikasındaki eksiklerden dolayı tescilli ürünlerin potansiyeli kadar katma değer oluşturamadığını belirterek, “Coğrafi işaret süreci, tescil, yönetişim ve denetim mekanizmasından oluşmaktadır. Ülkemizde ve AB’de tescil edilen ürünlerimiz yeterince katma değer üretemiyor. Yönetişim hususunda gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, denetim konusunda da denetim yönetmeliği çıkarılmalı. Ülkemizdeki flora çeşitliliği göz önünde bulundurulduğunda katma değerli ürünler üretmek için birçok ülkeden daha yüksek potansiyele sahibiz. Gelecek coğrafi işaretler ile gelecek” dedi.
“KALİTELİ PEYNİR ÜRETMENİN YOLU KALİTELİ SÜT ÜRETMEKTEN GEÇER”
Koçulu Peynircilik Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Koçulu, kaliteli bir peynir üretmenin kaliteli süt üretmekten geçtiğini ifade ederek, “Mera sütü üretimi konusunda üretici, tüketici ve kamuda farkındalık oluşturmamız gerekiyor. Mera sütü üretimi Avrupa’da günden güne azalıyor. Sütü ve ürettiğimiz peyniri, daha kaliteli bir hale getirip ürünlerimizi Avrupa’ya satabilmemiz için kamu özel sektör iş birliği ile hayvan ırklarından başlayıp sağımhanelere kadar düzenlemeye gidilmeli, üreticilerimiz desteklenmeli. Ayrıca geleneksel peynirlerimizin bakterilerinin toplandığı ulusal bir bakteri bankası acilen kurulmalı. Böylece yüzlerce benzersiz peynirin yok olmasını engellemiş, geleceğe ulaştırmış oluruz” dedi.
“İNOVATİF AMBALAJLAR İLE AVRUPA’DA TÜRK PEYNİRLERİ ÖNE ÇIKARILMALI”
İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Recep Salih Al, Ezine peyniri, Trakya kaşarı gibi birçok ürünün ulusal pazarda yoğun olarak tüketildiğini ancak Avrupa’da hak ettiği değere ulaşamadığını belirterek, “Ülkemizde meralarda çalışacak çoban sayısının azalmasından dolayı bazı ırklarda süt üretimi azaldı. Özellikle ulusal pazarda yoğun olarak tüketilen ürünlerde kullanılan koyun sütçülüğünün desteklenmesi gerekiyor. Böylece, hammadde sıkıntısı yaşamadan üretim politikasını belirli bir standartta oluşturup, ambalajlama gibi konularda yenilikçi teknolojileri de kullanarak ürünlerimizi Avrupa’da öne çıkarabiliriz” dedi.
“YENİ NESİLLERİN DAMAK TADI, ÜRETİMİ DÖNÜŞTÜRÜYOR”
İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Zülküf Kopuz, ülkemizde özellikle gençlerde tüketim alışkanlığı ve damak tadının değiştiğini belirterek, “30 yıl önce üretilen Trakya kaşarı bugün aynı kalitede değil. Özellikle yeni neslin damak tadının değişmesinden dolayı taze ürünlere yani eritme peynir ve tost peynirlerine yönelim mevcut. Bu tarz peynir türevlerinin üretim maliyetlerinin düşük olması, üretim sektörünü de daha çok bu tür mamullerin imalatına yönlendiriyor. Ayrıca katma değerli üretim için geleneksel peynirler kadar inovasyona da odaklanmalıyız. Her sektörde olduğu gibi peynirde de yenilikler katma değer katıyor” dedi.