

Federal Fuar ve So Fuar iş birliği ile “Sürekli Yeni Ticaret Bağlantıları” mottosuyla düzenlenen F İstanbul Gıda ve İçecek Ürünleri + Üretim Teknolojileri İhracat Fuarı, kapılarını açtı. T.C. Ticaret Bakanı Sayın Prof. Dr. Ömer Bolat ve Türkmenistan Tekstil Sanayi Bakanı Sayın Nurmuhammet Orazgeldiyev’in teşrifleriyle ziyaretçilerini ağırlamaya başlayan fuar, bu yıl 17 ülkeden katılımcı ve 120 ülkeden kayıtlı sektör profesyonelerine ev sahipliği yapıyor.
5 Temmuz’a kadar İstanbul Fuar Merkezi’nde devam edecek ve bu yılki onur ülkesi Türkmenistan olan fuarın açılışı; T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat ve Türkmenistan Tekstil Sanayii Bakanı Nurmuhammet Orazgeldiyev’in teşrifleri, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Gültepe, Türkmenistan Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mergen Gordov ve So Fuar Grubu Kurucusu Özgür Sofuoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi.
“Gıda endüstrisinin en büyük paydaşlarını ‘Sürekli Yeni Ticaret Bağlantıları’ mottosuyla bir araya getiriyoruz”
Açılış konuşmasında F İstanbul’un gıda endüstrisindeki önemine değinen So Fuar Grubu Kurucusu Özgür Sofuoğlu, “Gıda endüstrisinin her yıl gerçekleştirdiği milyarlarca dolarlık ihracat başarısı sayesinde Türkiye’nin ekonomisine, üretimine ve istihdamına sağladığı katkı, fuarların yarattığı katma değer sayesinde her geçen gün daha da ivme kazanıyor. Bunda hiç kuşku yok ki sahip olduğumuz yüksek ürün çeşitliliği, iklim ve coğrafi avantaj, dört mevsimin yaşanması ve buna bağlı olarak verimlilik geliyor. Aynı zamanda Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika gibi büyük pazarlara olan lojistik yakınlık da ihracatta elimizi güçlendiriyor. Fuarımızda Çin, Mısır, El Salvador, Almanya, Hindistan, İran, Irak, Ürdün, Malezya, Polonya, Rusya, Slovakya, Güney Afrika, Türkmenistan, Ukrayna, Özbekistan, Vietnam ve ülkemizden katılımcı firmalar yer alıyor. Pavilyon ile katılım sağlayan ülkeler ise Çin, El Salvador, Hindistan, Slovakya, Türkmenistan ve Özbekistan olurken, Türkmenistan’ı aynı zamanda fuarımızın onur ülkesi olarak ağırlıyoruz” diye konuştu.
Türkiye ve Türkmenistan arasında ticaret hacmi yılın ilk altı ayında yüzde 26,3 arttı
Açılış konuşmasında Türkiye ve Türkmenistan’ın, tarihi ve kültürel bağlarla birbirine sıkı sıkıya bağlı iki dost ve kardeş ülke olduğunu belirten T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, “Ülke olarak, hamdolsun ki, Anadolu’nun bereketli topraklarında kök salmış eşsiz bir tarım medeniyetine sahibiz. 2002 yılında 3,7 milyar dolar seviyesinde olan tarım ve gıda ihracatımızın, bugün 32,6 milyar dolara ulaşması yalnızca bir başarı değil, aynı zamanda stratejik bir iradenin, planlamanın ve çalışmanın sonucudur. Tarım ürünlerinde verdiğimiz 10,8 milyar dolarlık dış ticaret fazlası, bu alandaki rekabetçiliğimizin ve stratejik potansiyelimizin somut göstergesidir.” ifadelerini kullandı.
Bolat, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “2024 yılında tarım ürünleri sektörüne yönelik olarak 11 adet sektörel ticaret heyeti, 1 adet sektörel alım heyeti, 198 adet bireysel, 66 adet milli ve 7 adet yurt içi tarım ve gıda fuarları ile 5 adet aktif (kapsama alınan) UR-GE Projesi Destekleri hayata geçirildi. Gıda sanayinin tüm paydaşlarının katılımıyla gerçekleştirilen F İstanbul’un bu anlamda, alıcılar ile yerli üreticimizi buluşturarak ihracatımıza ve ekonomimize önemli bir katkıda bulunacağına yürekten inanıyorum.”
F İstanbul, söyleşi ve workshop’lar ile dopdolu bir programa sahip
Fuarın ilk gününde gerçekleştirilen “Gıdanın geleceği: Sürdürülebilirlik, Teknoloji ve Küresel Trendler” başlıklı oturumda gıdanın geleceği için israfı önleme çalışmalarına değinildi. İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Özer ve İstanbul Ticaret Odası Perakende Komitesi Başkanı Yavuz Altun’un konuşmacı olduğu panelin moderatörlüğünü ise So Fuar İcra Kurulu Üyesi Alaaddin Orhan yaptı. Sürdürülebilir tarım ve üretim süreçlerinin 5 yıldaki dönüşümüne değinen İTO Perakende Komitesi Başkanı Yavuz Altun, İ dijitalleşme ve yapay zekânın gıda sektöründe yarattığı farka dikkat çekti. Tüketici davranışlarında gözlenen radikal değişimlere de değinen Yavuz, Gıda israfına ilişkin en önemli aksiyon sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarının yaygınlaştırılması gerekiyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, dünya genelinde israf edilen gıdanın sadece dörtte biri kurtarılabilirse, 870 milyon aç insanın beslenmesi sağlanabilir. İstanbul Ticaret Odası’nın başlattığı Gıdada İsrafa Dur De İstanbul projesinde en büyük görev tüketiciye ve tüketiciyle en çok iletişim halinde olan perakende sektörüne düşüyor. Bu nedenle projenin eğitimleri için kapılarımızı açtık.
İstanbul Ticaret Odası himayesinde başlatılan Gıdada israfa Dur de İstanbul projesini anlatan İTO Başkan Yardımcısı Ahmet Özer ‘Proje çeşitli eğitim ve farkındalık çalışmalarından oluşuyor. İsraf deyince iddiamız az yiyelim, az içelim değil. Kaynakların düzgün kullanılması, gerçek anlamda israfı engellemeyle ilgili ne yapabiliriz iddiası. Tek derdimiz gelecek nesillerimize bunu anlatabilmek. İmkanlarımız var diye tüketiyor olmamız hem insanı değil hem de inançlarımıza göre uygun değil. Bu projeye bir damla bile bir faydamız olursa mutlu olacağız ve geleceğe yönelik bir işe imza atmanın mutluluğuyla projeyi gerçekleştireceğiz.
Ne kadar çok israf ederseniz, o kadar çok enerji kaynağı kullanırsınız. Bu sebep bizi yola çıkardı” diyen Özer, “Türkiye kendi kendine yetebilen bir tarım ülkesiyken, bir noktadan sonra dışardan ürün alan toplum haline geldi. Bir yıl önce çıktığımız bu yolda süreçleri daha yeni başlatıyoruz. Önce gerekli araştırmaları yaptık. ‘Gerçekten israf bu düzeyde mi?’ Bunların hepsini araştırdık. Geldiğimiz noktada böyle bir israfın olduğunu gördük. İsrafın neticesinde her şeyi pahalı yiyoruz. İstanbul genelinde çalışacağız. Bundan sonra kamuyla daha çok projeler olması gerektiğine inanıyorum. Bu çalışmaların sayısı artmalı. Farkındalık oluşturmak istiyoruz. Az tüketin de demiyoruz. Ülke kaynaklarının verimli kullanılmasını tavsiye ediyoruz.
Biz sadece bu konuda İstanbul’la sınırlı kalmak istemiyoruz. İnşallah tüm Türkiye’deki ilgili paydaşlar da bu konuda adımlar atar ve bu projeyi öne çıkarırlar. Ancak bizim İstanbul’daki hedefimiz, farkındalık oluşturmak, eğitim vermek ve afişlerle İstanbul genelinde halkımıza bunu duyurmaktır. Çünkü biz iddia ediyoruz ki, bu, sadece belirli kısıtlamalarla başarılacak bir şey değil. Amacımız, sadece gençliğimizi ve geleceğimizi sağlama almak değil; aynı zamanda kaynakların verimli bir şekilde kullanılabilmesini sağlamak için bu konuda farkındalık yaratmak istiyoruz. Biz bu görevi anlatım ve eğitimlerle gerçekleştireceğiz.” dedi.