İki Ahmet gıda sektörü için önemli projelere imza atıyor

Ekonomi gazeteciliğinin önemli isimlerinden Celal Toprak İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Özer ile  İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca’nın birlikte yaptıkları çalışmaları yazdı… İşte o yazı:

İstanbul’da tam 17 ürün için coğrafi işaret çalışması yapılıyor

Coğrafi işaret meselesine zaman zaman değiniyoruz. Çünkü coğrafi işaret, geleneklerin geleceğe taşınması gibi çok önemli bir sosyal işlevi yerine getiriyor. Daha da önemlisi zenginleşmenin de önemli bir aracı olarak öne çıkıyor.

Hep örnek veriyorum; İtalya’da coğrafi işaretli bir sirke markası yılda tam 1 milyar dolar gelir sağlıyor. Bizde de Finike Portakalı ile sağlanan gelir farkı çok yakından biliniyor. Finike Portakalı diğerlerine oranla en az yüzde 60 daha pahalı satılıyor.

Coğrafi işaret meselesini Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu en yakından izleyen isimler arasında. Hisarcıklıoğlu yönetime bu defa Işınsu Kestelli gibi bu konuyu Türkiye’de en iyi bilen başkanlardan birini aldı.

Gaziantep coğrafi işaret konusunda kentler arasında liderlik yapıyor. Bu kentin odaları ve Belediye Başkanı Fatma Şahin coğrafi işaret meselesinin önemini biliyor. Bu bilgi de onları lider yapmaya yetiyor.

Türkiye’nin marka kenti İstanbul coğrafi işaret konusunda fakir durumdaydı. Bu konuda adım atılacağı müjdesini İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç ilk olarak bize açıklamıştı, biz de sizlere duyurmuştuk.

Boğaziçi Lüferi coğrafi işaret tescili aldı ve ilk müjde geldi. İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Özer yeni müjdelerin geleceğini aktardı ve şu bilgiyi verdi:

-İstanbul yüzlerce medeniyetin yaşadığı ve bu medeniyetlerden doğan kültürlerin, yerel üretimlerin harmanlandığı bir coğrafya. İstanbul tam da bu coğrafyanın birleştiği ve Avrupa’ya geçiş güzergâhı olan bir merkez. Ancak bu kentin çok da reklamını yapamıyor, dünyaya tanıtımını gerçekleştiremiyoruz. Coğrafi işaretle ilgili olarak İstanbul için 17 ürün konuşuldu. Netice itibarıyla 5 ürünle yola çıkıldı. Lüfer, dünyanın en önemli lezzetlerinden biri. Sadece Boğaz’da yeniliyor. Boğaziçi Lüferi başka bir yerde tadamayacağınız bir lezzet. Bizim işimiz ticaret. Bütün ekonomilerin milletlerin işi de ticaret. Ticaretiniz yoksa tarih sahnesinden siliniyorsunuz. Yerel markalarımıza, dünyanın hiçbir yerinde olmayan tatlarımıza sahip çıkıp, markalaştırıp, ticarete çevirmek lazım. Türkiye’nin her yerinde bu markalara sahip çıkılması ve ticarileştirilmesi konusunda uyanık olmalıyız.

Ahmet Özer’e en büyük destek adaşı Ahmet Yavuz Karaca’dan geliyor… İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü olan Ahmet Yavuz Karaca, İstanbul Manda Yoğurdu ve Ormanlı Pirinci için çalışmaların bittiğinin müjdesini veriyor ve ekliyor:

-İstanbul, üretim açısından potansiyeli yüksek bir şehir. Fakat sanayi, teknoloji, tarih ve kültürün gölgesinde kalmış ve bu yönü ortaya çıkmamıştı. İstanbul, manda varlığı bakımından Türkiye üçüncüsü. Elde edilen ekonomik değer ve işletmelerdeki hayvan sayısı bakımından da Türkiye’de açık ara birinci sırada. Balıkçılık ve su ürünlerinde Türkiye’nin en büyük filosuna sahip. Bu değerlerin hepsini gördüğümüz için potansiyeli değerlendirip, ortaya çıkarmazsak yok olacak.

İki Ahmet, israftan taklide her konuda iş birliği yapıyor

İstanbul’da iki adaşın yani Ahmet Özer ile Ahmet Yavuz Karaca’nın ortak çalışması coğrafi işaretle sınırlı kalmıyor. Gıda denetiminden israfla mücadeleye kadar birçok konuda iki isim kurumsal birlikteliği de kapsayan önemli çalışmalar yapıyor.

İstanbul Ticaret Odası Gıda İhtisas Komitesi’nin de başkanlığını yapan Ahmet Özer’in Başkan Yardımcısı Sultan Selim Şimşek ile birlikte yaptıkları bütün etkinliklerde Ahmet Yavuz Karaca ve Yardımcısı Nazif Koca’nın desteğini alıyorlar.

Şimdi birlikte ‘Gıda İsrafını Önleme Projesi’ni gerçekleştiriyorlar. Ayrıca sektörün en önemli sorunu taklit, sahte ürün ve tağşiş konusunda da iş birliği yapılıyor. Ahmet Yavuz Karaca’nın bu konudaki mesajı şöyle:

“Tarladan sofraya tüm aşamaları kontrol etmeye çalışıyoruz. Taklit ve tağşiş yapılan konulara yetişemiyoruz. Sektörden gelen geri bildirimleri çok önemsiyoruz. Taklit ve tağşişte en çok karşılaştığımız ürünler; et ve türevleri, süt ve süt ürünleri, yağ ve bal. İnce detaylara bakarak bu ürünlerin birçok noktadan ifşa edilmeleri lazım.”