

Sanayi dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getiren İstanbul Dostları sahur programı, sektörün nabzının tutulduğu önemli bir buluşmaya dönüştü. Programa katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin sanayi ve teknoloji yolculuğunu anlatırken, küresel ekonomik dengelerde yaşanan kırılmalara ve Türkiye’nin bu süreçte üstlendiği role dikkat çekti.
İstanbul Dostları tarafından düzenlenen sahur programında “Türkiye’nin Sanayi ve Teknoloji Yolculuğu” başlığı altında, Türkiye’nin üretim gücü, teknolojik atılımları ve sanayideki dönüşümü ele alındı. Gazeteci Celal Toprak’ın moderatörlüğünde gerçekleşen etkinliğe İstanbul Valisi Davut Gül, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Oruç Baba İnan, AK Parti İstanbul İl Başkanı Abdullah Özdemir ve iş dünyasının önemli isimleri katıldı.
İstanbul Dostları Kurucusu Kemal Akar, bu buluşmaların İstanbul’un temposu içinde dostlukları pekiştiren bir gelenek haline geldiğini belirterek şunları söyledi:“2012 yılında ‘Dostlar Sofrası’ adıyla başlayan sahur programımız, yıllar içinde büyüyerek farklı sektörlerden dostlarımızı bir araya getiren bir platforma dönüştü. Sadece güzel günlerde değil, zor zamanlarda da birlik ve beraberlik ruhunu yaşatarak toplumsal dayanışmaya katkı sundu. Bugün geniş bir aileye dönüşen İstanbul Dostları’nın gelecekte de nice anlamlı projelere ve güçlü dostluklara vesile olacağına inanıyoruz.”
BAKAN KACIR: “DÜNYA EKONOMİSİNDE DENGELER DEĞİŞİYOR”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, konuşmasında dünya ekonomisinde yaşanan büyük dönüşüme dikkat çekerek, Türkiye’nin bu süreçteki konumunu değerlendirdi: “Dünya çok farklı bir dönemden geçiyor, zorlu gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmeler, küresel dönüşüm açısından birçok ülke ve ekonomi için büyük anlam ifade ediyor. Son bir buçuk yılda dünya bir soykırıma tanık oldu. Böyle bir konjonktürde serbest ticaret ve liberal ekonomi temel kabul edilirken, artık bunlar da sorgulanmaya başladı. Yerelde üretim ve kendine yetebilme giderek daha fazla konuşuluyor.
Dünyadaki bu dönüşümde Avrupa son 20 yılın kaybedeni oldu. Artık en büyük iktisadi ve ekonomik güç değiller. Çin önemli bir hamle yaparak öne geçti. Bunun sebebi, AB’nin teknolojide geri kalması ve Çin’in geliştirdiği teknolojik sistemler. Çin, teknolojide elde ettiği veriyi kendi şirketlerinin kullanımına sundu ve bu durum, ABD’nin bile önüne geçmesine neden oldu.
Dünyada bu gelişmeler yaşanırken, gözler Türkiye’nin üzerine daha çok çevrildi. Turkiye’nin uzun süredir terörle mücadelesi savunma sanayimizin yüksek teknolojiyle gelişmesini sağladı. Bu da ülke ekonomimizin büyümesine önemli bir katkı sundu.
YAPAY ZEKA VE YÜKSEK TEKNOLOJİ HAMLESİ
Bakan Kacır, Türkiye’nin yapay zekâ ve yüksek teknoloji alanındaki hedeflerine de değindi:
“Yapay zeka alanındaki istatistiklere baktığımızda, patent sayısında ABD ve Çin’in başı çektiğini görüyoruz. Avrupa Birliği ve İngiltere ise bu yarışta oldukça geride kaldı. Bizim de bu konuda stratejilerimizi geniş çapta yaymamız gerekiyor.
Yapay zeka projelerimizi hızlandırdığımız birçok çalışmamız var. Yapay zekanın donanım kabiliyeti ile paralel gelişeceği düşünülüyordu, ancak gelişmeler gösteriyor ki bizim de güçlü olduğumuz yazılım bu süreçte daha kritik hale gelecek. Yapay zeka alanında insan kaynağında çok güçlü olmamız gerekiyor. Bu, üzerinde özellikle durduğumuz bir başlık. Bunun en önemli örneği Teknofest’ler. Özellikle üniversitelerde çok daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. Nitelikli iş gücü için Türkiye’nin dört bir yanında Sanayi ve Teknoloji Kolejleri kurmak için kolları sıvadık. Çok yakında detaylarını paylaşacağız.
Bakan, Ar-Ge yatırımları ve teknoloji ihracatındaki artışa da dikkat çekti:
“Ulusal Milli Teknoloji Hamlesi denilince akla sadece savunma sanayi geliyor. Oysa ki Bakanlığımızın teknoloji alanında da çok önemli başarıları var. Milli gelirden Ar-Ge’ye ayrılan bütçe geçen yıl 16 milyar Dolara ulaştı. Orta ve yüksek teknoloji ihracatımız 10 milyar dolardan 100 milyar Dolara çıktı ve toplam 10.000 patent başvurusu yaptık.”
HİT30: TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK TEŞVİK PROGRAMI
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yeni teşvik hamlelerini anlatan Kacır, Türkiye’nin küresel teknoloji üretiminde merkez olma hedefini vurguladı: “Hamle programı kapsamında ithal ürünleri, özellikle Çin’den gelen ürünleri analiz ederek, Türkiye’de üretilebilecek olanları belirledik. Program kapsamında teşvik uygulamalarını ve diğer destekleri tek bir noktadan sunduk. Sanayicimizi bu alanlara yönlendirdik ve bu ürünleri üretenleri desteklemeye devam edeceğiz.
Hit 30 programı ile Türkiye’nin en büyük teşvik programını duyurmuş olduk. 2030’a kadar yüksek teknoloji üretiminde küresel bir merkez olma hedefini gerçekleştirmek için stratejik bir adım attık. Program kapsamında, yüksek öncelikli teknoloji alanlarında özel nitelikli projelere 30 milyar Dolar değerinde kapsamlı destek ve teşvik sağlayacağız.
Tabii bu kadar çok teşvik ve destek, odaklanma sorununu da beraberinde getiriyor. Bu bizim kendi öz eleştirimiz. Yatırım teşvik sistemini kökten değiştireceğiz. Cumhurbaşkanımız çok yakında açıklayacak. Mevcut sistem 13 yıldır devam ediyor ve her yıl teşvikleri genişleterek güncellemişiz, ancak daraltma çok az alanda olmuş. Artık köklü bir değişiklik yapacağız.”
YEREL KALKINMA VE OSB’LERDE YENİ DÖNEM
Bakan Kacır, sanayi bölgelerinde yaşam kalitesini artırmaya yönelik yeni düzenlemelerden de bahsetti:“Yerel Kalkınma Hamlesi programını başlatıyoruz. Özellikle gıda arz güvenliği ve fiyat istikrarını sağlayacak bu programı hayata geçireceğiz. Pandemi, Türkiye için büyük bir fırsat sundu. Üretim kapasitemiz pandemi öncesine göre yüzde 30 arttı ve bu durum, yerel üretimin önemini bir kez daha tüm dünyaya kanıtladı.
OSB’lerde çalışanlara yaşam alanı oluşturulmasını sağlayacak bir düzenleme yaptık. Sanayicilere tahsis edilecek arazilerde çalışanlarına lojman yapma imkanı sunulacak. Bu düzenleme, hem çalışan memnuniyeti açısından önemli bir adım olacak hem de maliyetleri düşürerek zamandan tasarruf etmemizi sağlayacak.
OSB’lerde en büyük sorunlardan biri lojistik. Eğer ulusal bir inisiyatif başlatırsak, OSB’lerin demiryolu ve limanlarla bağlantısını sağlayabiliriz.”
Sanayi dünyasının önde gelen isimlerinin bir araya geldiği İstanbul Dostları sahur programı, dostlukların ötesinde, Türkiye’nin geleceğine ışık tutan bir platform olarak dikkat çekti.