Ülkemizde son dönemde yaşanan enflasyon ve buna bağlı olarak gelişen ekonomik gelişmeler, alım gücünü negatif etkilediği gibi mobilya satışını da etkiledi. Yılın ilk yarısı mobilya satışlarıyla ilgili değerlendirmede bulunan MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, “Yılın ilk 6 aylık periyoduna baktığımızda maalesef satışlarımızın istediğimiz gibi gitmediğini görüyoruz. Adetsel bazda yüzde 15 civarında bir daralma yaşadık. Ancak yılın ikinci yarısından ümitliyiz. Enflasyon kur dengesi oluştuğu zaman mobilya ihracatımızın da önü açılmış olacak” dedi.
2023 yılı ilk 6 aylık mobilya satışlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Güleç, “Yılın ilk 6 aylık periyoduna baktığımızda maalesef satışlarımızın istediğimiz gibi gitmediğini görüyoruz. Adetsel bazda yüzde 15 civarında bir daralma yaşadık. Özellikle ülkemizdeki enflasyon oranının yüksek olması, insanlarımızda gelirlerin düşmesi ile birlikte gelecek beklentisi gibi nedenlerden dolayı mobilya satışlarımız biraz ötelendi. Ancak yılın ikinci yarısından ümitliyiz. Enflasyon kur dengesi oluştuğu zaman mobilya ihracatımızın da önü açılmış olacak. Bu sayede 2023 yıl sonu hedefimiz olan 5 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmış olacağız” dedi.
“Satın alımlarda ilk ötelenen sektörlerden biriyiz”
Mobilya sektörünün Türkiye’deki imalat sektörleri içerisinde en önemlilerinden biri olduğuna dikkat çeken Ahmet Güleç, “Sektörümüz maalesef tüketici nezdinde bakıldığında satın alımları ötelenebilen bir sektördür. Yani insanlar gıdadan, kılık kıyafetten kesmeyebiliyorlar, ama mobilyayı öteleyebiliyorlar. Dolayısıyla alışverişten en rahat kaçınılabilecek sektörlerin başında geliyoruz. Asgari ücretin yükselmesi, emeklilik ikramiyeleri vs. satışlarımız için evet bir avantaj oluşturacaktır, fakat enflasyonun yüksek seyretmesi sektörümüzde satışları öne çıkaramıyor” dedi.
Taksit süresi 9 aydan 18 aya çıkarılmalı
İç piyasada mobilya satışlarının arttırmak için kredi kartı taksit sayısında bir iyileştirme beklediklerini ifade eden Ahmet Güleç, “Mobilya genellikle taksit ile alınmayı tercih edilen bir üründür. Mobilya aldığınız zaman en az 10 yıl sizin ihtiyacınızı karşılayabiliyor. Zamanla trendler değişince ya da ürünler yıpranmaya başlayınca veya yeni konut ihtiyacı oluştuğunda insanlar mobilyalarını değiştirmek istiyorlar. Şu an mobilya satışlarında taksit tutarı 9 ay ile sınırlı. Bu taksit tutarı tüketicilerin ihtiyacını karşılamıyor. Bize göre minimum taksit tutarı 18 ay olmalı. Mevcut şartlardan dolayı mobilya fiyatları da yükseldiği için, insanların rahat alışveriş yapabilmeleri taksit sayısının artmasına bağlı” diye konuştu. MOSFED olarak bu konuda taleplerini ilgili makamlara ilettiklerini belirten Ahmet Güleç, “İnşallah talebimizin makul bir şekilde karşılık bulacağını düşünüyoruz. Çünkü bir ihtiyaç haline geldi. Bu özellikle imalat sektörü için bir ihtiyaç haline geldi” dedi.
“Enflasyon kur dengesi oluştuğunda ihracatın önü açılacak”
Son 20 yılda Türkiye mobilya sektörünün ihracatının yüzde 20 oranında arttığına dikkat çeken Ahmet Güleç, “Ülkemiz dünya mobilya ihracatında bazen 6’ncı sırada bazen de 8’inci sırada yerini alıyor. 2019 – 2020 yıllarında, Covid’e rağmen dünyada en fazla ihracatını arttıran sektör olduk. Avrupa’da Polonya’ya yanaştık, Vietnam ile yarıştık. Türk mobilya ihracatında dünya yarış halinde iken son 2 yılda yaşadıklarımız bizi zayıflattı. Şu anda inanıyoruz ki; enflasyon kur dengesi oluştuğu zaman mobilya ihracatının önü de açılmış olacak. Son 6 ayda hedeflediğimiz özellikle mobilya sektörü için 5 milyar doları aşacağımıza inanıyoruz” şeklinde konuştu.
Vize sorunu sektörün yüzde 25’ini etkiler hale geldi
AB ülkeleri ile yaşanan vize sorununa da değinen Ahmet Güleç, “Vize konusu kesinlikle bizler için ciddi bir sorun. İşletmelerimiz, firmalarda çalışan proje teknik elemanlarımız ve iş adamlarımız için. Ürünlerimizin gidip teknik çalışmalarını yapmalıyız, tanıtımlarını ve pazarlamasını gerçekleştirmeliyiz. Bu insanlar fuarlara gidemiyorlar, bunu yapamadıkları için haliyle mallarını satamıyorlar. Evet, mal serbestliği var, ancak malın başında gidecek olan insan yok. Burada AB’nin kesinlikle düşünmesi lazım. Aslında haksız rekabet yapıyor. Yani biz neticede Avrupa ülkesiyiz, ama eğer işletmecilerimiz gidemiyorsa ve bu oran yüzde 25’lerde kadar ulaşmış durumda. Böyle bir şey olamaz. Bu konu da maalesef bizi çok etkileyen sorunlardan bir tanesi” dedi.