

Bindirim sistemi içinde indirim aramaya mahkûm edilen birini düşünün, mesela kendinizi. Yahu mevcut sistemin dayattığı “Öyle de böyle de yaşayacaksın.” dediği bir düzende ruh sağlığını koruyabilmek ne mümkün? Faiz politikalarında önemli değişimlere gidilen ve “Türkiye Yüzyılı” diye nitelendirilen bu dönemde, vatandaşın yüreğine su serpileceğine 492 Sayılı Harçlar Kanunu’na bu sabah yüzde elli bindirim yapıldı. Şaşırdık mı? Şaşırdığımız bir gün şaşılası olurdu.
Gençlerin asgari düzeyde aromalı kahve içerek sosyalleşmesi, farklı kültürleri keşif için imkanları zorlaması beklenirken; imkanların gençleri zorladığı çok aşikâr. Azami düzeyde benlik saygısı, özgüven kazanımlarını artık hayal varsayarak geçiyorum; kaygı düzeyi ortalama bir insan olarak var olabilmek neden bu kadar zor? Rasyonalist bir genç biliyor ki ona bu eğitim sisteminde ekmek yok. “Peki, o zaman ekmeğimi kendim yaparım.” diyen gence hiç ekmek yok, “Bana bir gençlik borcunuz var.” diyen gence ise su bile yok. Her beş gençten 6’sı umutsuz. Kaçınılan tek nokta tablet ve telefonlar. Teknoloji bağımlılığının temel sorumlusu yine dayatılan bu mevcut sistem, belki de mevcut sistemsizlik diye nitelendirmek daha doğru.
Son 10 yılda yüzde 66 artış gösteren antidepresan kullanımı, Türkiye’de yaşamanın ne kadar zor olduğunu sağır sultana bile duyuruyor. Bireysel terapi yapılanmalarında danışanların yakındığı noktalar hep ortak, belirsizlik. Yaşam zaten belirsizlikten ibaret, anı yaşamak büyük keyif ancak mevcut ekonomik düzen ve her geçen gün hızına yetişilemeyen enflasyon oranı ile birlikte öyle bir kaygı hali var ki değil anı yaşamak; nefes almak bile çok güç. Depresyon, anksiyete, panik atak gibi bozuklukların bu mevcut sistemsizlikte daha da artacağını öngörmek hiç de zor değil. Bir an önce sosyal medya düzenleme vaatlerinin öncelikli vaatlerden çıkarılması ve gençlerin aromalı kahveleri kursağında bırakmamaya dair düzenlemeler yapılması önemli. Türkiye’nin her sabah bizleri bindirimlerle uyandırarak yorması yerine daha mutlu bir Türkiye’ye uyanmak temennisi ile…