Bu yazıda sizi bir CEO ile tanıştırmak istiyorum… Başarılı, saygılı ve farklı… Türkiye’nin yerli ve milli en büyük içecek firması Oğuz Holding’in başındaki isim Enes Örer’den bahsedeceğiz. Başarı tarafı aldığı ödüllerle sabit… Ayrıca şirketin büyümesi de bunu doğruluyor. Saygılı yanı bir aile şirketi olan Oğuz Holding’in patronlarınca belirtildi ve tarafımızdan tespit edildi.
Gelelim farklı yanına… İşte o gerçek bir fark… 40 yaş altı en güçlü CEO’lar arasında gösterilen Enes Örer Türkiye’nin en büyük içecek markasının başında ama o ekip kelimesini kullanmayı çok seviyor ve anlatıyor:
“Ben üniversiteden mezun olup satış operasyonuna başladığımda satış temsilcisi olarak işe başladım. Çok çalıştım, bölge müdürü oldum, sonra satış müdürü oldum ve bunu hem gıda dışı hem gıdada farklı sektörleri deneyimleyerek yaptım daha sonra hep transferlerle geçti zaten hayatım. Satın alma, gıda grup başkanlığı, gıda dışı grup başkanlığı, satın alma direktörlüğü gibi basamak basamak yani her kademeyi sindire sindire öğrene öğrene ve ondan sonra bir üst göreve geçerek hayatımı ve kariyerimi devam ettirdim. Sonra Oğuz Holding bünyesinde ulusal mağaza satış direktörü olarak başladım ardından Türkiye satış direktörü oldum 3.yılımda CEO olarak göreve başladım ve hala aynı görevdeyim.”
Peki çok çalışmanın dışında bir farkı var mı Enes Örer’in… Yine onun ağzından aktaralım:
“İşinizi keyifle yapacaksınız ya da sevdiğiniz işi yapmaya kendiniz yönlendireceksiniz o zaman her iş kolay. İkincisi hepimiz aslında bir şekilde hayatımızı idame ettirmek için şirketlerde sosyal hayatımızda farklı farklı görevler alıyoruz o yüzden sahip olduğumuz sıfatları büyütmemek lazım. Yani illa senin bir makam şoförün olacak diye bir kanun yok ya da bir rezidansın yöneticisi olman gerekiyor diye bir kanun yok benim öyle. Biraz bizdeki durumu anlatıyım size. Ben 6 yıldır bu şirkette görev yapıyorum. Benim şirkette masam vardır, odam yoktur. Hiç olmadı. Bizim fırsat alanlarımız nerede insan kaynaklarında. Onlarla birlikte açık ofiste oturup onları anlamak, onları dinlemek, onların yaşantısına hâkim olmak, sorunları orda yerinde görmekle, çözmekle ilgili adımlarımızı attık. Daha sonra bir yıl muhasebede yine açık ofiste bir masam oldu, orayla ilgilendik, ondan sonra bir yıldır da şu anda lojistik operasyonlarımızın açık ofisinde gayet keyifli ekip arkadaşlarımla birlikte geçiyor. Dolayısıyla arada mesafe koymadığında çok daha hızlı süreçler yönetiyoruz. Biz hızlı tüketim sektöründeyiz. Bizim her şeyimiz hızlı. Kararlarımızı da çok hızlı vermemiz gerekiyor. Sorunları da çok hızlı görmemiz gerekiyor. İlla bize aktarılan sorunlarla değil de, gördüğümüz sorunlarla mücadele etmemiz gerekiyor. Şirket bakış açısı yöneticilerinin bakış açısı da aynı olunca başarı zaten geliyor. İnsan CEO da olur her şey olur. Senin şirketin uluslararası markalarla rekabet edecek güce de geliyor ama sorununuzun en başına döndüğümüzde de çalışmak çok çalışmak rahmetli Sakıp Sabancı’dan benim düstur olarak kendime belirlediğim çalışmak çalışmak çalışmak.”
Gençlere tavsiyeleri
Peki bu genç ve farklı CEO’nun yani Enes Örer’in gençlere tavsiyesi var mı? Elbette var işte o tavsiyeler:
“Sindire sindire gitmekten hiçbir zaman vazgeçmesinler gençler çok heyecanlı bizim dönemizden çok farklı kuşaklar var malumunuz onlar bilgiye, istedikleri şeye çok daha hızlı ve kolay ulaştılar. Bazı iş yapış modellerinde mutlaka o işi gerçekten özümsemek bilmek gerekiyor yani sabırla, çalışmakla ilgili sıkıntı yaşamayan her gencimiz bizlerden çok daha iyi yerlere getirirler bu işleri. Sadece sabır ve çalışmak insan fıtratında çok zor bir aşamadır. Onu aşmaları şart yani onu bilgi ile çözemezsiniz. O bir damıtılma hikayesi.”